Bir sevdaydı memleketim. Ayazı dahi farklıydı gurbet ellerin. Bekledim, bekledim gurbet ellerin yolunu kendime dar eyledim ben memleketimi özledim. Pazarcımı, esnafımı, köylümü, mecburiyet caddesindeki emeklilerimi evvela havasını zikrettim. Sloganlarla inlettiğim o caddeleri, duvarlarını süslediğim o evlerin yollarını gözledim. Ben Niğde’mi özledim.
*
Kimisi bir kafese benzettir kimisiyse kanatları olduğu halde uçamayan hür kuşa. Bense dikenleri alınmamış bir gül fidanına… Selam söyleyin rüzgarlar selam söyleyin Toroslardan beyaz gelinlik giymiş evvela memleketim ayazı dinmeden iletin. Kaleme çıkın memleketimin dört bir yanına haber salın uzak kalmış bir sevda, geride kalmış bir gençlik var adeta memleketimin dağlarına hasretle prangalınmış buruk bir gönül var burada. On sekizimin sonu on dokuzumun başında yağmurlu bir havanın gece iki buçuğunda kor direndi ateş yellendi yaban eller ah çektirdi.
*
Ellerime dikenler değdi kanadı gönül sabahı zor ettirdi… İşte bir sevdadır Niğde. O sevda çıkmaz sen ele gideceğin güne dek. Ya Niğdeli olacaksın ya da yaşamış, görmüş geçirmiş… Bir başka sevdadır Niğde.